Parkinson hastalığı; yavaş
ilerleyici nörodejeneratif (beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden) bir
hastalıktır. Normal olarak insan beyninde belli bölgelerde dopamin üreten beyin
hücreleri bulunur. Dopamin insanların akıcı ve birbiri ile uyumlu hareketler yapmalarını
sağlar. Dopamin üreten hücrelerin %60 ila %80’i kayba uğradığında yeterli
miktarda dopamin üretilemez ve Parkinson hastalığının belirtileri ortaya çıkar. Parkinson
hastalığının belirtileri, hareketle ilgili olanlar ve hareketle ilgili olmayanlar
(motor ve motor olmayanlar) şeklinde iki gruba ayrılabilir. Motor semptomlar
titreme, hareketin yavaşlaması (bradikinezi) ve kaslarda kasılma, hareket
edememe (akinezi), uzuvlarda kasılma, tutarsız yürüyüş ve kamburluğu kapsar.
Motor olmayan semptomlar uyku bozuklukları, kabızlık, koku duyusunun kaybı,
depresyon, cinsel işlev bozukluğu ve anksiyeteyi içerir. Semptomlar herhangi
bir yaşta görülebilir, ancak Parkinson’un ortaya çıkma yaşı ortalama 60’tır. 30
yaş altındaki kişilerde nadiren rastlanır. Genç yaşta ortaya çıkan formunda
genetik nedenler ön plandadır. Hastalığın belirtileri kişiden kişiye
değişebilir ve dolayısıyla semptomların ilerleyişi de farklılık gösterir. Parkinson
teşhisi, benzer semptomlara sahip diğer hastalık olasılıkları elendiği veya
hasta Parkinson ilaçlarına yanıt verdiği zaman konulur. Parkinson ilerleyici
bir hastalıktır ve dolayısıyla zaman ilerledikçe semptomlar kötüleşebilir.
Doğru tedavi ve takip sayesinde, çoğu hasta normal hayatını uzun yıllar boyunca
sürdürebilmektedir. Bu nedenle, hastalığın, ilk belirtileri ve semptomları
saptanır saptanmaz tıbbi görüş almak önemlidir; böylece tedavi seçeneklerini en
iyi şekilde değerlendirmek mümkün olur.